ofisten calismaya geri donus pandemi sona mi eriyor

Bir Dönemin Sonu: Ofiste Çalışmaya Geri Dönüş

Yiğit Nail Çiğdem Girişimcilik

Uzun bir süredir Covid-19 salgınıyla birlikte evden çalışmaya alışan insanların yaşadığı en büyük değişim özerk çalışma ortamıyla ilgili oldu. Hemen hemen her sektörü etkilemiş olsa da, özellikle beyaz yakalılar hayatlarında ilk kez, çalışma arkadaşlarının veya üstlerinin gözlerinin üzerinde olmamasını deneyimleyerek çalışma ortamı yakaladılar.

Evden çalışma sistemi, çalışanların basit işler üzerindeki kontrolünü artırmaya yaradı. Nerede oturulacağından, işlerin hangi sırayla yapılacağına kadar kişinin kendi kendisini yönetmesi gereken bir ortam oluştu. Hatta çalışanlar belli başlı mola / ara saatlerine bağlı çalışırken bir anda istediği zaman ara verebilir hale geldiler. Çalışanları için ortaya çıkan bu özgür çalışma ortamı, uzaktan çalışma sistemi içerisindeki herkes için en değerli şey haline geldi.

Uzmanlar sadece nerede oturup çalışılacağı ya da ne zaman ara verileceği gibi özerkliklerden değil, işin nasıl yapılacağına yönelik gelişen özgürlükten de bahsediyorlar. İş yerindeki gibi gözlerin çalışanın üzerinde olmadığı bir iş ortamı, o işin nasıl yapılacağına yönelik seçeneklerin de sayısını artırıyor.

Evden çalışmanın en büyük nimetlerinden birisi de günlük yaşamın iş faaliyetlerine dahil edilebilmesi oldu. 10 dakikalık çay molalarında insanlar çamaşır ya da bulaşık yıkama gibi gereklilikleri aradan çıkarabilir hale geldiler. Elbette bunlar küçük şeyler gibi gözükse de, çalışanın mesai saatleri içerisinde kontrolün kendisinde olması bir yandan özgürlük getirirken, bir yandan da sorumluluk bilincinin artmasını sağlıyor.

Tabii ki Covid-19 salgını ile mücadele giderek zafere daha çok yaklaşıyor. İnsanlar artık 3. veya 4. aşılarını olma noktasına geldiler ve artık yavaş yavaş ofislere dönüşler de başladı. Çalışanların kısa sürede alıştıkları kontrol sahibi olma durumlarından hızlıca  vazgeçmeleri bekleniyor. Elbette ofisten çalışmaya geri dönüşü kötü bir habermiş gibi algılamak da yanlış. Evden çalışmanın sağladığı özgürlüğün ve kontrol sahibi olmanın avantajlarını kaybedecek olsak da, en güzel yanlarını korumak halen mümkün.

Özerklik Verimliliği Artırıyor

Uzmanlar evden çalışmanın getirdiği özerkliğin hem iş hem de çalışanlar açısından faydalı olduğunu vurguluyorlar. Uzmanlara göre hayatları üzerinde kontrol sahibi olan insanlar, ne yapacaklarına ve neyin kendileri için daha faydalı olacağına daha sağlıklı bir biçimde karar verebiliyorlar.

İnsan doğası gereği karar verici olmak ister. Psikolojiyle ilgili bilimsel metinlerde de belirtildiği gibi, bulunduğu ortamın hakimi olmak ve başkalarına tabi olmamak insanın en temel ihtiyaçları arasındadır. Her ne kadar insanlar çevrelerine baktıklarında bunun tam tersi insanlar görüyor olsalar da psikologlar, özgürlüğün ve kontrol sahibi olmanın temel insani ihtiyaç olduğunu vurguluyorlar.

İngiltere’de 20 bin kişi üzerinde yapılan bir araştırmada, çalışma hayatında özgür olan ve kontrolün elinde bulunduğunu belirten çalışanların çok büyük bir bölümünün işinden mutlu olduğunu söylediği görülüyor. Yine benzer şekilde Amerika’da Claremont Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, özerkliğin verimliliği kayda değer şekilde artırdığını ortaya koyuyor.

Kontrolü Tümüyle Bırakmak Gerekmiyor

Tekrar ofiste çalışmaya başlamak beraberinde geleneksel çalışma sisteminin geri dönmesini sağladı. Bu da daha fazla denetimin ve daha az özgürlüğün olacağını gösteriyor. Ancak çalışanlar yine de evden çalışırken alıştıkları kontrolü sürdürebilmenin yollarını bulabilirler. Burada sorulması gereken soru, “Kontrolün ne kadarı bende kalabilir ve ayrıca neler isteyebilirim?” sorusudur.

Ofise geri dönüş ile birlikte çalışanlar ve işverenler arasında bir takım pazarlıklar dönecek gibi gözüküyor. Pazarlıklar esnasında evden çalışma sürecinde öğrenilen yeni alışkanlıkların bir şekilde devam etmesi konuşulacaktır. Özünde çözüm oldukça basit. Hibrid çalışma sistemi çalışanları da, işverenleri de memnun edecektir.

Hibrid çalışma sistemi için basit bir şekilde evden ve ofisten karma çalışma sistemi tanımını yapabiliriz. Hibrid çalışma sistemiyle birlikte çalışanlar, evden çalıştıkları günlerde alıştıkları ve öğrendikleri özerkliği yaşamaya devam edebilirler. Ancak hibrid çalışma modeline geçemeyen ve tam zamanlı olarak ofise dönen çalışanlar için de birkaç önerimiz var.

Çalışma yeri ve zamanı konusunda alıştığı kontrolü kaybeden çalışanlar, ofise dönüş ile birlikte üstleriyle konuşabilirler. İş konularıyla ilgili bazı esneklikleri üstlerle konuşmak faydalı olacaktır. Çalışanın hem alıştığı hem de doğru kullanmayı öğrendiği özerkliği kaybetmesi verimliliği azaltabileceği gibi, bu yeteneği ofisteki çalışma şekline adapte etmesi, verimliliğini ciddi seviyelere çıkarabilir. Eğer her şey pandemi öncesi döneme dönse bile, en basit seviyede kontrolü elde tutabilmek mümkün.

İş yerinde kontrolün çalışanda olabilmesi için önce disiplinini gösterebilmesi gerekiyor. Evdeyken disiplinini koruyan, işlerini aksatmayan ve ofiste çalıştığı dönemki gibi başarılı olan bir çalışan, kontrolün onda olmasını öğrenmiş demektir. 9 – 5 mesaisinde bile çalışanlar kendilerini ve disiplinlerini ispatlayarak belli başlı özerklikleri elde edebilirler.

Sonuç

Sonuç olarak ofise dönüşle birlikte alışılan konfordan ve kontrol sahibi olma durumundan uzaklaşmak zorunda kalınacak. Bu durum kaçınılmaz. Ancak çalışanların yeni işyeri süreçlerini düzenleyebilmeleri ve az da olsa kontrolü ellerine alabilmeleri mümkün. Eğer bir çalışan, evden çalıştığı dönemlerde verimliliğini kanıtlamışsa, ofise dönüşle birlikte yeni bir düzen kurması hiç de zor değil. Doğru kişilerle, doğru iletişimi kurarak bunu elde edebilir. Çünkü evden çalıştığı dönemde kendisini kanıtladı ve artık elinde sağlam bir pazarlık gücü var. Elbette bazı yöneticiler eski zamanlardaki daha güvenli olan kurallar bütününe dönmeye çalışacaktır. Ancak iyi yöneticiler, çalışan için iyi olanın şirket için de iyi olacağını bilirler. Sonuçta amaç verimliliği artırmak değil mi?